
Alevî/Bekta î çevrelerin çok sık ziyaret etti i inanç merkezlerinden biridir. Alevî/Bekta şî çevreler
arasında ismi saygı ile anılan Hamdullah Efendi, Hacı Bekta ş Velî dergâhının 23. post-niş îni olup 1824
yılında Feyzullah Çelebi’nin Hakk’a yürümesi üzerine Hacı Bekta ş Velî Dergâhı’na post-ni şîn olmu ş bir
Bekta şî şeyhidir. Önce yeniçeri ocakları, ardından Bektaş î tekkelerinin kapatılması sonucunda 1827
yılında II. Mahmut tarafından çıkarılan bir fermanla Amasya’ya sürgün edilmi tir. Asıl adı Mehmet
Hamdi olan Hamdullah Çelebi, burada mecburi ikamete tabi oldu ğu için Alevî/Bektaş î gelene ğine göre,
1836 yılındaki ölümüne kadar, ya amını burada geçirmi tir (Ulusoy, 1986: 92-93; Koçak, 2000: 73).
6 Bu
süreçte o, Amasya’da halk arasında dinî sohbetler yapmı tır. Yine onun pek çok keramet gösterdiğ i
anlatılır. Aynı zamanda iyi bir ş air olan Hamdullah Çelebi’nin Hakk’a yürümesinden sonra bu çevrede
yaş ayan Alevîler, 1847 yılında mezarının üzerine bir türbe yaptırmış lardır. Sürgüne giderken beraberinde
çok sayıda kitap ve belge götürdü ü bilinen Hamdullah Çelebi’nin erkek evladı olmadı ı, soyu belki de
kız tarafından devam ettiğ i için götürmüş olduğ u kitap ve belgeler zamanımıza kadar korunamamış tır
(Koçak, 2000: 71-77; Do anba , 2001: 105).
Halk arasında anlatılan söylentilere göre Hamdullah Çelebi, “öldü ğümde benim türbemi yapın,
e ğer yaptırmazsanız Amasya’yı sel alır” demiş ti. Ancak Amasya halkı ile vali, bunu önemsemedikleri için
türbeyi yapmamı şlardı. Bunun üzerine Hamdullah Çelebi’nin ölümünden sonra Amasya’yı büyük bir sel
almı ş ve bu olaydan sonra ş imdiki türbe yapılmış tır (Kutano lu, 1999: 21).
Yine Hamdullah Çelebi, bir Ramazan ayında bir grup insanla dinî sohbet yaparken “ben size kısa
şeyleri öyle uzun anlatırım ki ş aş arsınız” demi , ancak çevresindekiler buna inanmamış lar. Bunun üzerine
Hamdullah Çelebi, besmele konusunu üç buçuk gün boyunca anlatmı ş ve buna ra ğmen konuyu
bitirememi ştir (Kutano lu, 1999: 21; Koçak, 2000: 73-75).
Hamdullah Çelebi, duygu yüklü bir dünyaya sahip oldu undan dolayı, yüreğ i ve kalemi güçlü
olan ş air ruhlu bir Hak aş ığ ıdır. Onun ş iirlerinde insan sevgisi baş ta olmak üzere, Tevhid, Kur’an, Ehl-i
Beyt ve on iki imamlar ön planda yer almaktadır. Amasya’ya sürgüne gelinceye kadar “Hamdullah”
mahlasını; sürgünden sonra ise, “Hasretî” mahlasını kullanmı ştır. Bu da, memleketi olan Hacı Bektaş ’a
hasretinden dolayı olsa gerektir. şiirlerinden onun iç dünyasının çok geniş ve zengin olduğ u
anla ılmaktadır. Hamdullah Çelebi’nin özellikle miraçlama ve tevhid türündeki deyiş leri, Alevî/Bektaş î
cemlerinde söylenmektedir (Do anba , 2001: 108; Koçak, 2000: 71).
7
Amasya ili Mehmet Paş a mahallesinde bulunan Hamdullah Efendi türbesine Bektaş Baba türbesi
diyenler de vardır. Ancak Bektaş Baba, Hamdullah Çelebi’nin dedesidir. Önceleri sade bir mezar iken
1868 yılında burası türbeye dönüş türülmü tür. Kare planlı tek kubbeli olan türbe, bir avlu duvarıyla
çevrili olup kuruluk, ocak ve kesim yeri gibi bölümlere de sahiptir. Türbe içinde üzeri yeş il örtülerle
örtülmü ş iki tane ah şap sanduka bulunmakta olup bu sandukalardan önde olanın Hamdullah Çelebi’ye;
di ğerinin ise, eş i Güleser Hanım’a ait oldu u söylenir. Türbe içerisinde dikkati çeken ilk ş ey, duvarlardaki
kalem iş i bezemeler olup bu bezemeler, türbenin beden duvarları ve kubbeye geçi şi sağ layan tromplarla
kubbe içerisine i şlenmi tir. Kubbe içerisinde en ortada bir yıldız ve bu yıldızın etrafında dört tane
yuvarlak madalyon vardır. Bu madalyonlar içerisinde on iki imamlara ait isimler göze çarpar. Bunlarla
birlikte ilk üç halifenin adlarının da bulunması, dikkat çekicidir. Sanat tarihçisi Muzaffer Do ğanbay ’a
göre Alevî/Bekta şî gelene ğine uygun olmayan bu durum, daha sonra Vakıflar Genel Müdürlü ü
tarafından gerçekle ştirilen onarımlardan dolayı ortaya çıkmı ş olmalıdır (Doğ anbay , 2001: 106-107).
Türbe, gerçekten de de ğiş ik zamanlarda orijinal biçiminden uzaklaş acak ş ekilde tadilata u ğramı ştır.
Örnek olarak daha önce kuzeydoğ u yönünde olan giri kapısı, tadilatlar sırasında anlaş ılmayan bir
nedenle türbe içindeki mihrap yıkılarak güneybatı yönüne alınmı tır (Menç, 2000: 338).
Hamdullah Efendi türbesi, Amasya’da hem Alevî hem de Sünnîler tarafından ziyaret
edilmektedir. Türbede tüm kalbiyle inanan ve samimi bir şekilde dua eden insanların duası ile dile inin
kabul olaca ğı inancı, halk arasında yaygındır. Burada her tür dilek ve sıkıntı için dua edilir ve adak
kurbanları kesilir (Kutano ğlu, 1999: 21).
Gönül feth edip nur katan Didar'e
YanıtlaSilFakire sultan Hamdullah efendim
Aslı neslin varır ol Ehlibeyt'e
Canıma sultan Hamdullah efendim
Aşkın deryasında yüzdürürsün an
Yürü der sürersin bendemi kervan
Mayanda gevher meyin sahip zaman
Gönlüme sultan Hamdullah efendim
Seyir ettirirsin her an her yanı
Olursun onulmazın canı kanı
Sevda od'u elinde Çeşm-i zarı
Canıma canan Hamdullah efendim
Şahlanan düldüllü Şah-ı Şahensin
Ademe natık çok güzel yarensin
Lal olan dile güher can verensin
Serime akıl Hamdullah efendim
Bahşedip Mecnunu salan çöllere
Şirin'e Ferhat'ı devri dağlara
Yandıkça yanar ah külüm korlara
Salanım benim Hamdullah efendim
Bad-ı seheri mis kokun her zaman
Sünnet-i farz erkanım senle beyan
Cihan alemde yokluğundur yaman
Elinde canan Hamdullah efendim
Kul Coştuk turap amade miskinim
Yanıp alaz od'unla an pişkinim
Eteğin bırakmam şahım düşkünüm
Özüm ıslahı Hamdullah efendim
Nasip olur amasya'ya varırsan
YanıtlaSilVar git turnam haber getir pirimden
Hublar şahı hamdullah'ı görürsen
Var git turnam haber getir pirimden…
Hakkın hakikatin varın nuruydun
YanıtlaSilAmasya’da yatan Hamdullah Pirim
Sene bin sekiz yüz yirmi altıda
Sürgüne uğrayan Hamdullah Pirim benim efendim
Hasreti mahlası kendine taktın
Bir nur gibi doğdun cihana baktın
Kadı karşısına korkusuz çıktın
Sırra kadem bastın Hamdullah Pirim benim efendim
Dik duruşun Şah Hüseyin’in duruşu
İlmin bilgin görgün Hünkâr görüşü
Bir güvercin simgeledi barışı
Kanadında yelken Hamdullah Pirim benim efendim
Nasipmiş serçeşme suyundan içtin
Hünkârın yolundan serinden geçtin
Bir tek Kul Veli’ye derdini açtın
Dert ortağın mıydı Hamdullah Pirim benim efendim
Sana yakın buldun güneşi ayı
Çatık kaşın seyreyledi semayı
Ne kadar severdin Piri Babayı
Adalet sunardın Hamdullah Pirim benim efendim
Derdin varken seslemedin tabibi
Sana yardı şu âlemin habibi
Dost Divanem döner pervane gibi
Aşkınla yanarım Hamdullah Pirim benim efendim
Pirim, zulüm hâlâ devam ediyor.
YanıtlaSil